kasrıarifan turism



Tasavvufa Farklı Bir Bakış

Siirtli Hacı İdris anlatıyor: Hazret

Siirtli Hacı İdris anlatıyor:

Hazret k.s.a ( Muhammed Diyauddin hz.) müridleriyle beraber katıldığı Rus
harbinde sağ kolunu kaybetmişti. Sadık müridlerinden biri olan Molla İbrahim
ise aynı çarpışmada isabet eden bir şarapnel parçasıyla sağ bacağından derin
bir yara almıştı. Her ikisi de aynı hastanede ve aynı koğuşta yatıyordu.

Molla İbrahim aynı odada yaşadıkları bir hadiseyi bize şöyle anlattı:

Ruslar ile yapılan savaşta ben de Hazret k.s ile beraber onun emrinde
savaşıyordum.


Bir şarapnel parçası Hazret'in sağ kolunu şehit etmişti.
Benim de sağ bacağım benzer bir şarapnel parçası tarafından birkaç yerinden
kırılmıştı. Aynı odada yatıyorduk.

Bir ara Hazret kendinden geçti.
Bu hal sık sık oluyordu.
Çünkü yarası ağırdı ve ateş yapıyordu.

Bir ara yattığı yerden bana seslendi.
Molla İbrahim kalk rafta iki salkım üzüm var.
Al getir de yiyelim.

Ben herhalde yine daldı ve hayal görüyor diye ses çıkarmadım.
Çünkü mevsim kıştı. Bu mevsimde yaş üzüm nereden olacaktı?
Kaldı ki benim yerimden kalkmam da mümkün değildi.
Bacağım kırıktı..

Bir müddet sonra bana tekrar seslendi:
İbrahim bak rafta iki salkım üzüm var.
Onları alda gel.

Ben ikinci defa bunu duyunca çok üzüldüm. İçimden diyordum "eyvah hazret
ölüyor iyice kötüleşti ve herhalde aklını kaybetmeye başladı" diyor, bir
yandan da kendimden geçercesine ağlıyordum.

Hazret tekrar seslendi "İbrahim sana emrediyorum kalk o raftaki üzümleri
getir yiyelim."

Ben yerimden hemen fırladım.
Rafın yanına kadar gidince birden aklım başıma geldi.
Evet ben yürüyordum .
Hayretim ve şaşkınlığım orada iki salkım üzümü görünce daha da arttı.
Hemen tabakla beraber üzümleri aldım. Hazret'in yanına gittim.

Bir salkımını kendi aldı, "birini de sen ye" dedi.

Ondan sonra buyurdu ki:

Biraz önce bütün saadatlar burada idi.
Bizim için Peygamber (s.a.v)'e ricada bulunup Allah'ın (c.c) ömrümüzü bir
süre uzatmasını istediler.

O da (s.a.v) Allah'a dua etti.
Allah (c.c) da bize yirmi küsur sene şu kadar ay, şu kadar gün ömür verdi.

Dedikten sonra. Devamla şöyle buyurdu:

Molla İbrahim ama üzülme, Allah (c.c) bize yine şehadet sevabı verecek.

Çünkü ne senin bacağın ne de benim kolum tamamen iyileşmeyecek.
Sonunda biz bu yaralar sebebi ile öleceğiz ki, Rabbimiz bize bu vesile ile
şehitlik versin.

Ben hemen hazretin söylediklerini yazıp sakladım.

Aradan yıllar geçti, ben o tarihi hiç unutmadım. O yazdığım günler
yaklaştığında Hazret iyice rahatsızlandı. Beni üzgün gördüğü anlarda beni
teskin edecek sözler söylüyor, ölümden korkulmayacağını anlatıyordu.

Aynen söylediği zamanda o yara sebebi ile öldü.

Benim de bacağımdaki yara her seneyi devriyesinde azıyor tedavi ettiriyorum,
iyileşiyor demişti.

Hatta bazen şaka yollu "Keşke o üzümlerden biraz daha yeseydim. Belki
üzümlerin sayısı kadar yaşayacaktık, belli mi olur?" derdi, beraber
gülerdik.

Fakat vefat edeceği sene o yara azdı tedavi fayda vermedi ve "kangrenden
öldü" dedi doktorlar.

Allah her ikisine de rahmet etsin. Amin.

Bir sofinin hatıraları ( adem topal )
kasrıarifan turism NEZİR DERNEĞİ
markalife
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol