[YAZIYI VİDEODAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN]
TARİKAT ŞİRK DEĞİLDİR!
Türkiye’nin tanınmış yüzlerinden biriyle beraberken bir genç sordu ona “Tarikat şirk mi?” . Çok kısa ve öz bir cevap verdi o da.
-Sen hastalanınca doktora gidiyor musun?
-Evet.
-O zaman sen şirk yapıyorsun(!)
-…
-Şifanın sahibi Allah-u teala değil mi?
-Evet
-Doktor burada ne?
-Vesile
-İşte tarikatta budur. Mürşidler manevi doktordur. Biz de manevi hastayız. Onlar vesiledir. Maksut Allah’tır (c.c)
Doktorlar bu işin ilmini öğrenirler, hocaları olur, yol gösterenleri olur. Okurlar , yıllarını verirler bu iş için. Diplomalarını da alırlar, kliniklerini açar gelen hastaları tedavi ederler öyle değil mi?
Mürşidi kamillerde manevi doktorlardır.Bu işin yani nefis terbiyesinin ilmini öğrenmişler. Onların da hocaları, yol gösterenleri yani mürşidleri vardı. Onlarda mürid yani öğrencilerdi. Ama ilimleri bitirince yani okuldan mezun olunca mürşidleri onlara icazet verdi yani manevi diploma..Sonra onlar farklı farklı yerlere gidip kliniklerini açtılar, insanları manevi hastalıklarının tedavisi için çağırdılar..Bu yüzden nakşibendi tarikatı kol kol ayrıldı. Bir şeyh Adıyaman menzildeyken diğeri bitliste diğeri suriyede vs vs…
Mürşidler manevi doktorlardır.Onlar vesiledirler. Allah-u Teala Maide suresinin 35. âyetinde buyuruyor: “Allah’a yaklaşmak için vesile arayın”
Resulullah [aleyhisselatu vesslam] olmasaydı Allahu tealanın ayetlerini anlayamazdık. Allahu teala namaz kıl buyurdu nasıl kılınacağını Resulullah’dan [aleyhisselatu vesslam] öğrendik… Biz Resulullah’a [aleyhisselatu vesslam] yetişemedik. Biz ahir zaman ümmetiyiz, Resulullah [aleyhisselatu vesslam] bize ‘kardeşlerim’ diye hitap etti[1]. Çünkü en zor zaman bizimki..Biz Ona yetişemedik ama varislerine yetiştik elhamdülillah. Resulullah [aleyhisselatu vesslam] buyurdu :”Alimler benim varislerimdir” [2]
Varisler, varisi olduklarının aynısını yaparlar. Varisler aslın üzerine birşey eklemezler. Varisler asıllarını yansıtırlar, farklı bir şeyi değil. Mürşidi kamiller de Resulullah’ın [aleyhisselatu vesslam]varisleridir. Onlar sünneti seniyyeyi olduğu gibi yaşarlar. Onlar Resulullah!ın [aleyhisselatu vesslam] sünnetinin üzerine bir şey eklemez veya bir şey çıkarmazlar. Onlar sünneti tam yaşarlar, hal ile değil kal ile yaşarlar. Zaten böyle olmasaydı mürşid-i kamil olamazlardı.
Resulullah a.s dan bugüne 1400 sene geçti. Allahın Kur’an-ı haktır , kimse onu değiştirememiştir, değiştiremez. Ama Resulullah a.s ın sünnetini değiştiren sapık mezhepler türedi bu 1400 yıl içerisinde. Namaz şeklini değiştirenler oldu, sünneti kafalarına göre yorumlayanlar oldu..Ama Resulullah’ ıN [aleyhisselatu vesslam] sünnetini zerre-i miskal değiştirmeden bugüne kadar getirenler oldu. İşte bunlar mürşidi kamillerdir.
Bunlar Nakşi silsilesidir. Silsilei aliyyedir.
Bu silsile Resulullah’ dan [aleyhisselatu vesslam] Hz Ebubekir’e [radiyallahu anh] geçmiştir. Resulullah [aleyhisselatu vesslam] Hz Ebubekir ‘e [radiyallahu anh] gizli zikri öğretmiştir. Yazının başlarında da belirttiğim gibi mürşidler icazet vermiştir. Bu yol böyle bugüne kadar gelmiştir.
Mustafa Sefa EREM
[1]: Ramûzu’l-Ehadis s. 361, 4460 hadis
[2]: Ahmed Z. Gümüşhanevi: Ramuz el-Ehadis, S.222, H.NO: 17 ve Ebu Davud, İlm 1, (3641); Tirmizi, İlm 19, (2683); İbnu Mace, Mukaddime 17, (223)