kasrıarifan turism



Tasavvufa Farklı Bir Bakış

Asrı Saadette Düğün

Düğün Eğlencesi (ASR-I SAADETTEN ÖRNEKLERLE) DR.DİLAVER SELVİ....

İnsan hayatında sevincin sembolü olan iki vakit önemlidir. Bunlar evlenme merasimi ve bayramlardır. Hz. Peygamber (s.a.v), namaz gibi düğünün de hakkını vermiştir. Dinimiz denge dinidir. Onda ruh gibi nefsin de hakkı korunur, ağlama gibi gülmenin de ölçüsü verilir.

Asr-ı saâdet'te düğün ve bayram eğlenceleri ile ilgili uygulamalar bize İslâm'ın eğlencede gösterdiği ölçü ve sınırı belirlemeye yardımcı olmaktadır. Allah'ın Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Nikâhı ilân edin. Onu mescidierde kıyın ve bunun için def çalınız."235

Hz. Âişe validemiz, Es'ad b. Zürâre'nin yetim kalmış kızı Fâri- ga'yı (r. anhâ) himayesine alıp büyütmüştü. Evlenme çağına gelince onu ensardan Nebît İbn Câbir (r.a) ile evlendirdi. Gelini damat evine götürenler arasında bulunan Hz. Âişe şöyle anlatır:

"Döndüğümüzde, Allah'ın Resûlü bize; erkek tarafının bizi nasıl Karşıladığını ve neler konuşulduğunu sordu. Ben de, "Selâm verdik, Hayır ve bereket diledik, geldik" dedim. Allah'ın Resûlü (s.a.v),

"Ey Âişe sizin eğlenceniz yok mu? Çünkü ensar eğlenceden oyundan) hoşlanır"236 buyurdu.

Yine Hz. Resûlullah'ın (s.a.v) bulunduğu bir mecliste câriyeler sözlü nağmelerle şarkılar ve mersiyeler söylemiştir."237

Bu hadisler nikâh ve düğün merasimlerinde def çalmanın ve uygun şarkılar söylemenin mubah olduğunu gösterir. Bu tür eğlenceler, düğünde olduğu gibi bayram günlerinde de yapılabilir. Bu konuda da saâdet devrinde güzel örnekler vardır.

 

Hz. Âişe (r. ah) anlatıyor:

"Bir gün Allah'ın Resûlü yanıma girdi. Yanımda iki tane câriye ardı. Buas Savaşı'na ait şarkılar söylüyorlardı. Resûlullah (s.a.v) yatağa uzandı ve yüzünü öbür yana çevirdi. Bu arada babam Ebû Bekir de yanımıza girdi. Olanları görünce beni azarlayarak,

'Resûlullah'ın yanında şeytan çalgısını mı çalıyorsunuz?' dedi. Resûlullah (s.a.v) ona dönerek,

1Onları bırak' buyurdu. Başka bir rivâyette Hz. Peygamberin (s.a.v) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ey Ebû Bekir, her toplumun bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır,"238

Hz. Âişe'nin (r.ah), Hz. Peygamberle (s.a.v) birlikte seyrettiği bir raks oyunu da şudur.

Hz. Âişe (r.ah) şöyle anlatır:

"Bir bayram günüydü. Sudanlılar Mescid-i Nebevî'de ayakta dönerek kılıç kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben onları seyretmek istedim. Resûlullah (s.a.v), 'Onları seyretmek ister misin?' diye sordu. Ben de, 'Evet' dedim.

Beni arkasında durdurdu, çenemi omuzuna koydum; yanağım yanağına değmekte idi. O şekilde seyre başladım. Allah Resûlü (s.a.v) oyunculara,

'Haydin Erfideoğulları, göreyim sizi!' diyerek onları teşvik ediyor¬du. Ben usamncaya kadar onları seyrettim.

 

Allah Resûlü (s.a.v), bana,

'Yeter mi?' diye sordu; ben de,

'Evet' dedim.

'O halde içeriye git' buyurdu."239

 

Bir gün Allah Resûlü (s.a.v) Medine sokaklarından birinden geçiyordu. O sırada genç kızlar def çalıyor ve şarkı söylüyorlardı. Şarkı sözleri içinde şu mânadaki beyti de tekrarlıyorlardı:

 

Bizler Benî Neccâr'ırı kızlarıyız,

Ne güzel, Muhammed'irı komşularıyız.

Allah Resûlü (s.a.v), onların bu muhabbetlerine,

"Allah biliyor ki ben de sizleri çok seviyorum" şeklinde karşılık verdi.240

 

Ashaptan Kuraza b. Kâ'b ve Ebû Mesud Ensârî (r.a), bir düğün merasiminde bulunuyorlardı. Önlerinde de câriyeler şarkı söylüyordu. Yanlarına giren Âmir b. Sa'd, duruma şaşırdı ve,

"Sizler Allah Resûlü'nün (s.a.v) ashabından ve Bedir Savaşı'na katılan güzide insanlardansınız. Hal böyle iken sizin yanınızda böyle şeyler nasıl yapılıyor?" diye hayretini ifade etti. Onlar da,

"Gel otur; istersen bizimle birlikte sen de dinle; istersen git. Bize düğünlerde oyun için ruhsat verildi" dediler.241

Mubah eğlenceler, değişik vesilelerle yapılabilir. Sünnet merasimleri, hacdan veya uzaktan gelenleri karşılama, askeri uğurlama ve karşılama, dostlarla hoş vakit geçirme gibi sebeplerdir.

 

Allah Resûlü'nün (s.a.v) hicretle Medine'ye teşriflerindeki kadın ve çocukların def çalarak, beyitler söyleyerek karşılaması meşhurdur. Bunlardan iki mısra şöyledir:

 

Veda tepesinden ay doğdu üzerimize,

Şükür vacip oldu bize, yaşadığımız sürece.

 

Kaynaklar

241 Nesai,Nikah;21

240 İbni Mace,Nikah,21

239 Buhârî, îdeyn, 2, Cihâd, 81; Müslim, îdeyn, 19.

238 Buhârî, îdeyn, 3; İbn Mâce, Nikâh, 21; Ahmed, Müsned, 6/187.

237 İbn Mâce, Nikâh, 21.

236 Tirmizi,Nikâh, 6; İbn Mâce, Nikâh, 9; 21; Ahmed, Müsned, 3/391; 4/78.

235 Tirmizî, Nikâh, 6.

 

 KADIN VE AİLE İLMİHALİ DR.DİLAVER SELVİ SEMERKAND YAYINLARI SAYFA:151-152-153

Aşıklar Diyarı Menzil

kasrıarifan turism NEZİR DERNEĞİ
markalife
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol